9.01.2020

Bataklığıma Hoş Geldiniz.

     Bu sabah içimdeki boşluğun daha da genişlediğini iliklerime kadar hissederek uyandım. Bu sabah içimde bir şeyler öldü. Bundan eminim ve ben hiçbir şey olmamış gibi kendimi insanlara gülümsemek , birtakım saçma işleri halletmek zorunda kalırken buldum . Zorunlulukların canı cehenneme diye geçirdim aklımdan. Tiksiniyorum bencillikten . Tiksiniyorum kendini eğitememiş insanların alçaltıcı bakışlarına hedef olmaktan. Ve iğreniyorum kendimi bulamamışken bulmuşum gibi davranmaya zorlanmaktan. Sudan sebeplere sinirlenebiliyorum. Anlık , hızlı dinen öfkelerim var benim ve hiç geçmeyen tutarsız bir belirsizliğin kölesi olmuşum. Hayatı yaşanılabilir kılan yegane olgu. Belirsizlik...

                            

Hayatta hiç , varlığı beni hem bu kadar tedirgin eden hem de bu kadar çabalamaya sevk eden bir olguyla karşılaşmadım. Hep yarın belki kurtulurum bu bataklıktan diye düşünüyorum. Ama olan şey sadece bataklığımda biraz daha debelenip , biraz daha dibe batmak. 

Yarım bırakılmış bir yazıyı tamamlamak kadar kolay olsa keşke yarım bir hayatı tamamlamak. Yine dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmekten usanmış şekilde klavyenin başındayım. Artık yazmakta eskisi kadar iyi gelmemeye başladı. Neden diye soracak olursanız sanki hep aynı şeyleri yazıyormuşum gibi geliyor. Eğer Dostoyevski ile konuşma şansım olsaydı ona böyle bir durum yaşayıp yaşamadığını sorardım. Kendimi onunla bir tutma isteğimden değil sadece onun insan ruhun karanlık noktalarını çok iyi gördüğünü ve parmak bastığını düşünüyorum. Bu sorunun önüne ne geçebilir? Nasıl engelleyebilirim bunu? Bilmiyorum. Nuri Bilge Ceylan bu konuda ; "Bir yazar ne olursa olsun yazmalı, bahane üretmemeli , işini ciddiyetle yapmalı. "görüşünü bir filminde replik şeklinde yansıtmıştı . Acaba gerçekten böyle mi? Bana kendimi yazar olarak isimlendirme cüretini ne veriyor peki bilmiyorum doğrusu. Sanırım boş hayallerimden arta kalan tek şey yazmak. Bunu kendi içimde bir kutsallaştırma çabası içindeyim. Çok yanlış. Bu çabaya derhal son vermeliyim.

Bazen köpekler oyun amaçlı kuyruklarını yakalamaya çalışır ya kendi etrafında dönerek. Kendimi o noktada hissediyorum. Dönüp dolaşıp hiçbir noktaya varamadan harcadığım eforla kalıyorum. Aynı zamanda eğlenmiyorum da. Hatta ve hatta çevremdeki insanlara zarar da veriyorum(tabii mental olarak). İmreniyorum küçümseyerek baktığım köpeklerin bu davranışına. Dibe doğru çöküyorum her hareketimde. Yavaş yavaş bütünleşiyorum bataklığımla. İnsana olması gerektiği gibi davranan tek yer sanırım burası. Bataklığıma hoş geldiniz.

                           .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder