11.01.2019

Sınırlarımızın Azizliği

Saat geç oldu. Beynimi uyuşturmak için girdiğim sosyal medyadan not defterimi masada görerek sıyrıldım. İçimdeki boşluk hissini doldurmam için ne gerek bilmiyorum. Bu boşluk ne ile  dolar bunu hiç bilmiyorum. Yazdığım kelimelerin zihnimden değil de kalbimden geldiğini hissediyorum ve işte beni asıl korkutan     da bu. Bu boşluk hissi tüm vücuduma yavaş yavaş sinsi bir zehir   gibi yayılıyor .Sanki çınar ağacının gölgesinde büyümeyi bekleyen   bir fesleğenmişim hissi . Artık bu his daha çok dokunuyor bana zira fesleğenlerin gölgede yaşamlarını sürdüremediklerini öğrendiğimden beri.Biraz umut biraz da imkansızlık.O kadar zıt ki ... tıpkı ben ve hayat gibi.


Bize seçme şansı verilmeden sunulan hayatta başarı diye tabir edilen tasmaya sahip olmak için mi bu çaba? Peki keşfetmeyecek miyiz kendimizi, kendi karanlığımızı , tutkularımızı? Mutluluk kavramını bu kadar çok kullanıp tanımını yaşayamamak , sevip sevilmemek , ambalaj kültüründen sıyrılamamak ve en önemlisi de öğrenmek yerine ezberlemek. Yoksunuz bizi insan yapan özelliklerden , tıpkı kanatsız bir kuşuz ve süzülmeye çalışıyoruz gökyüzünde...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder